Kozmetikte veya Besleyici Kozmetikte Vegan Kolajen: Efsane mi Gerçek mi?
Bir süredir vegan kolajen, vegan ve vejeteryan topluluklar arasında çok popüler hale geldi. Ancak vegan kolajen- kozmetik laboratuvarları tarafından icat edilen saf bir pazarlama konseptidir. Bu yazıda bu kavramı açığa çıkartacağız.
LIFESTYLE
Vegan Kolajen bir süredir vegan ve vejeteryan topluluklar arasında çok popüler hale geldi. Seçimlerine saygı duyuyoruz ve yaklaşımlarını anlıyoruz. Ancak vegan kolajen, vegan nutrikozmetik laboratuvarları tarafından icat edilen tamamen pazarlama konseptidir. Bu yazıda bunu açığa çıkartmak istiyorum, çünkü 2 kelime olan kolajen ve vegan kelimelerini beraber kullanmak uygun değildir.
Nutri-kozmetik, dermo-kozmetik ve gıda takviyeleri alanındaki tüm markalar, ürünlerinde kolajeni cildimizi ‘kurtarmak’ için kullandığından, kolajenin gücünü göz ardı etmek zordur.
Kolajen içecekleri, hapları veya tozlarının yanı sıra kolajen içeren serumlara, kremlere ve tropikal ürünlere zaten aşinayız.
Bu büyük akımdan sonra şimdi de yeni bir terim Vegan Kolajen ortaya çıktı. Peki bu tam olarak nedir?
Biyolojik açıdan kolajen hayvansal bir proteindir. Dünyadaki tüm memelilerin vücut yapısının önemli bir parçasıdır. Bu molekül, tüm bağ dokularının (cilt, ksa, kemik ve iskelet, eklemler, iç organlar) stabilitesini, direncini, elastikiyetini koruyarak ‘tutkal’ rolünü yerine getirmesine izin veren çok özel bir yapıya sahiptir.
DİKKAT!
Hayvansal besin alımı olasılığını rededen vegan kolajen markaları, bazı bitkilerin kolajen üretimini teşvik edici olabileceği fikrini kullanıyorlar.
Aslında bu argümanlar bazı bitkilerin spesifik özelliklerine dayanmaktadır. Goji meyvaları, Aleo Vera veya Soya fasulyesi gibi bitkilerin kolajenimizin bileşimi için iyi olan bazı aminoasitleri sağlayabildiğini göstermek için ‘vegan kompleksi’ veya ‘biyo-kompleks’’ten bahsedeceklerdir. Birçok bitkinin sağlık ve esenlik için faydalı olduğu doğrudur.
Ancak dikkat etmek gerekir ki! Bitkilerdeki proteinler, kolajende bulunan tüm aminoasitleri barındırmaz. Bu sebeple, kolajenin kısmi bir aminoasit kaynağı ile yeniden yapılandırdığını iddia etmek mümkün değildir.
Diğer vegan besleyici kozmetik markaları, örneğin C vitamini ve silika konsantrasyonları ile bilinen bitkileri kullanarak besin sağlamaya odaklanırlar. Ve bu ‘kolajen öncüllerinin’ insan yapısınındaki kolajenin üretimini yeniden canlandırdığını iddia ederler.
Bu besinler birçok metabolizmada bulunduklarından, kolajen üretimine özel veya öznel değillerdir. Bu nedenle vücudun birçok metabolizmasına entegre edecekler ve hücresel rekabet başlayacaktır.
Bilmeniz gereken şey, besinlerin çoğunun zaten doğal olarak alındığı ve vücudumuz tarafından da sentezlendiğidir. Bu nedenle kolajen üretimini tetiklemek için daha fazlasını yüklemeye gerek olmadığıdır. Kolajen hayvani bir proteindir ve besinlerden alınacak değeri düşüktür.
Vegan Kozmetik gizemi Besleyici-Kozmetik Laboratuvarları tarafından icat edilen bir pazarlama konsepti:
Kolajenin vücut yapımızın bir parçası olduğunu ve zamanla azaldığını hepimiz artık biliyoruz. Bu nedenle hiçbir bitkinin sağlayamayacağı biyosentezi için kişinin tüm bileşenleri sağlayarak kolajenini yenilemesi esastır.
Ayrıca kolajen sadece memlilerin protein yapı taşıdır, o nedenle sadece insanlarda ve hayvanlarda bulunur, bitkilerden eşdeğerde kolajen elde edilmesi mümkün değildir.
Bu kaçınılmaz bir gerçektir ki: hiçbir bitkiden kolajen elde edilemez
Dolayısıyla Vegan Kolajen diye birşey yoktur! Bu tamamen icat edilen bir pazarlama konseptidir.
Büyüyen bir vegan nüfusla birlikte, besleyici-kozmetik endüstrisi, kendi yaşlanma karşıtı bitki bazlı besleyici-kozmetik ürünlerini tanıtmak için gençleştirici etkiye ilham veren kolajen adını almak istedi. Ancak vegan kolajenin içinde hiçbir şekilde kolajen bulunmaz.
Vegan Kolajen Yaşlanma Karşıtı etkisi bulunan bitkileri kullanmakta
Öte yandan, doğa bazı bitkiler aracılığıyla vücuda güçlendirici elementler verebilir.
Bazı bitkiler güçlü antioksidanlardır. serbest radikallerin oksidasyonunu yavaşlatarak, hücre yapısını korur ve yaşlanmaya karşı savaşmayı mümkün kılar ve kolajenin çok hızlı bozulmasını, kırılmasını önlemeye yardımcı olur.
Diğerleri hücresel yaşlanmaya karşı mücadelede rol oynayan Acerola, Kuşburnu (C Vitamini), At Kuyruğu Otu, Bambo ve Soya Fasulyesi gibi besinleri sağlayabilir.
Bu besinlerdeki yüksek protein değerleri veganlar ve vejeteryanlar için önemlidir. Bitkiler vitamin bakımından, demir, fosfor, potasyum, magnezyum bakımından ancak zengin besinlerdir ancak kolajen üretimine destek tek başlarına olamazlar.
İşte Kolajeninizi gerçekten nasıl yenileyeceğinizle ilgili İpuçları:
Kolajen vücudumuzda fibroblast hücrelerde sentezlenir ve kendini sürekli yeniler, taki 25 yaşına kadar. Kolajen kaybı Y bu yaşlarda başladığından yaşlanma da kendini böylelikle göstermeye başlar. Vücudumuz doğal kolajen üretiminde yavaşlar ve yenileme kapasitesi de azalır.
Kolajen kaybı ciltte kırışıklık, ince çizgiler, lekelenme, kas ve eklemlerde deformasyon, kireçlenme, bağ dokuda sarkma, gevşeme, saç ve tırnaklarda dökülme, beyazlama, sararma ve kırılma, bağışıklık sisteminde hassasiyet ve zayıflama olarak kendini belli eder. Bu nedenle kolajeni korumak ve yenilemek, cildin güzelliğini ve vücut sağlığını korumaya yardımcı olur.
Sadece kolajen, sağlık için gerekli olan 18 aminoasitten oluşur. Bunların üç tanesi kolajene özel aminoasitlerdir: Glisin, Prolin ve Hidroksiprolin gibi. Sadece insanlarda ve hayvanlarda kolajen üretimi için yeterli sayıda bulunurlar.
Kolajeninizi desteklemek, yenilemek ve doğal yapısal dengenizi koruyabilmek için, günlük dozda, ağızdan kolajen gıda takviyenizi almanız önemlidir. Kolajeninizi korumak için, iyi bir biyoyararlanım ile yeterli dozda ve kaliteli bir gıda takviyesi şeklinde almanız gerekir.
Bu nedenle biz balık kolajen, günlük 10 gr ve toz formda almanızı tavsiye ediyoruz. Ancak toz formda maksimum dozajı alabilirsiniz, bu da iyi sonuçları garanti edecektir. Tek kullanımlık saşelerdeki kolajen desteği hava ile teması olmadığından en hijyenik kullanım şekli sunacaktır.